Mustafa Kemal Atatürk ve Kocaeli... Bu iki ismi kader çizgisinin farklı dönemlerde
birçok kez bir araya getirdiğini biliyoruz. Zira Kocaeli ve havalisi, Mustafa Kemal Paşa’nın
önderliğini üstlendiği İstiklal Mücadelesi’nde coğrafi ve stratejik açıdan çok önemli bir
yere sahipti.
Mustafa Kemal Paşa’nın Başkumandan sıfatıyla 1922 Haziran’ında İzmit’e gelmesi
bu ikilinin ilk buluşmaları olarak tarih kayıtlarına geçiyor. Başkumandan Mustafa Kemal
Paşa, milletimizin haklı mücadelesini bir Türk dostu olan Fransız Yazar Claude Farrere’ye
anlatıyor İzmit Kasr-ı Hümayununda. İzmit halkı da kucaklıyor Başkumandanlarını.
“Büyük Halaskârımız”, “Hoş Geldiniz” yazıları süslüyor İzmit sokaklarını. Kocaeli
yöresinin farklı bölgelerinden gelen insanlarımızın sevinç çığlıkları duyuluyor İzmit Tren
Garı’nda, mutluluk terennümleri yansıyor İzmit semalarında...
Ve Mustafa Kemal, bu tarihten sonra birçok kez daha Kocaeli yöresine geliyor. 1923
Ocak’ında, 1924 Eylül’ünde, 1925 Eylül’ünde, 1927 Temmuz’unda, 1928 Haziran’ında,
1934 Mayıs’ında... Hülasa, Mustafa Kemal Atatürk 1938 Kasım’ına kadar sık sık uğruyor
Kocaeli’ne...
Mustafa Kemal Atatürk ve Kocaeli denilince akla gelen hep bu tarihi bilgiler. Ama
tarihin gizil sayfaları biraz daha dikkatlice karıştırıldığı zaman, Mustafa Kemal Atatürk’ün
Kocaeli’nde bir yere ayrı bir önem verdiği görülmektedir. İşte bu yer; Derince’dir...
Peki niye Mustafa Kemal Atatürk Derince’ye ayrı bir önem vermektedir? Mustafa
Kemal Atatürk’ü Derince’ye bağlayan sır nedir?
Bu soruların altında bir dostluk hikâyesinin yattığı görülmektedir. Mustafa Kemal
Atatürk’ün Derince’de mukim bulunan bir dostu, arkadaşı, yaveri vardır; Cevat Abbas
Bey...
Öyle bir dost ki; Çanakkale Savaşı’nda omuz omuza vererek kahpe düşmana kurşun
sıktığı bir askerdir Cevat Abbas, Mustafa Kemal Paşa’nın Payitaht İstanbul’u işgal eden
emperyalist güçlere bakarak
“Geldikleri gibi giderler...” dediği kişidir Cevat Abbas,
Bandırma Vapuru’yla Milletin bağrına açılan yolda hırçın Karadeniz’in dalgaları arasından
geçerken yanı başında bulunan yaverdir Cevat Abbas, yeni kurulan Cumhuriyetin atılan
her adımında Mustafa Kemal Atatürk’ün yanı başındaki aziz bir görev adamıdır Cevat Abbas
Mustafa Kemal Atatürk’ün uzun bir süre yaverliğini yapan Cevat Abbas Bey’i daha
yakından tanımak için oğlu Turgut Gürer’in 2006 yılında yayınladığı “ Atatürk’ ün Yaveri Cevat Abbas Gürer, Cepheden Meclise Büyük Önder İle 24 Yıl’
adlı kitabına göz atmak gerekiyor.
Cevat Abbas Bey; 1887 yılında Niş şehrinde (bugün Sırbistan sınırları içerisinde)
doğdu. Şerif Abbas Bey’in oğludur. 13 Aralık 1905’te Harp Okulu’na girdi. 1 Eylül
1908’de Piyade Teğmen rütbesiyle mezun oldu. 3. Ordu emrine verildi.
Manastır Harp Okulu ’nda öğrenci iken İttihat ve Terakki Cemiyeti ‘ne girdi. 19. Alay’da görevli olarak Preşova , Komanova , Koçana ve Köprülü ‘de bulundu. Aralık 1910’da Selanik Yedek Subay Adayları Talimgâhı’nda görevlendirildi. Mart 1911’de Takip Taburu’yla Selanik ili sınırları
içinde eşkıya takibinde görev aldı. Yılın sonunda 37. Alay Yaverliği’ne atandı. 19 Ekim
1912’de üsteğmenliğe yükseltilerek 3 Şubat 1913’te inzibat subayı olarak İstanbul Merkez
Komutanlığı emrine atandı.
I. Dünya Savaşı seferberliğinde açılan Yedek Subay Talimgâhı’nda ek görev olarak bölük komutanlığı yaptı. 16 Nisan 1915’te Anafartalar Grubu Kurmayı’na verildi.13 Aralık 1916’da yüzbaşı oldu. 16. Kolordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa’nın yaverliğine tayin edildi. Savaş süresince yaver olarak Mustafa Kemal Paşa ’nın maiyetinde bulundu. Mütarekeden sonra Yıldırım Ordular Grubunun lağvı üzerine Harbiye Nezareti emrine verilen Mustafa Kemal Paşa ile birlikte 13 Kasım 1918’de İstanbul ‘a geldi.
İşgal altındaki İstanbul’un hazin manzaralarını Mustafa Kemal Paşa ile birlikte gördü.
İstanbul limanında demirli işgal donanma gemilerinin arasından geçerken, Mustafa Kemal
Paşa’nın “Geldikleri gibi giderler!.” sözünü söylediği kişi, yaveri Cevat Abbas Gürer’di.
30 Nisan 1919’da 9. Ordu Müfettişliği’ne atanan Mustafa Kemal Paşa’nın yaveri olarak Bandırma Vapuruyla 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı.
Mustafa Kemal Paşa’nın İstanbul’da bulunduğu ve Ulusal Kurtuluş planları gizlice
hazırladığı 6 aylık süre içinde kendisine refakat etti. Mustafa Kemal Paşa ile birlikte
Anadolu’ya Kocaeli yarımadası üzerinden geçebilme olasılığı için gerekli güvenlik
önlemlerinin alınmasını sağladı
Yahya Kaptan Milli Müfrezelerini örgütledi. Mustafa Kemal Paşa’nın dikte ettiği Amasya Genelgesi ‘ni kaleme aldı. Erzurum‘da 8 Temmuz 1919’da Mustafa Kemal Paşa’nın askerlikten istifası üzerine Erzurum Müstahkem Mevkii Komutanlığı emrine atandı. Sivas Kongresinden sonra
Heyet-i Temsiliye Başkâtipliği’ne getirildi. Osmanlı Meclis-i Mebusan ın son dönemi için 8 Ocak 1920’de yapılan seçimlerde Bolu Milletvekili olarak Meclise katıldı. Meclisin feshi üzerine Ankara‘ya gelerek 5 Temmuz 1920’de TBMM Genel Kurulu’na Bolu Milletvekili olarak takdim edildi. 17 Temmuz’da Yozgat ve yöresindeki ayaklanmanın bastırılmasında görevli olarak izinli
sayılıp Meclis’ten ayrıldı. Kurduğu Süvari Müfrezesi ile bölgede asayişi korudu. 20 Ekim 1920’de özel görevle Bulgaristan‘a gönderildi. Görevinde başarılı olması dolayısıyla 1921 yılı sonuna kadar
Sofya ’da Ankara Hükümeti’nin temsilcisi olarak görev yaptı. 4 Şubat 1922’de yeniden Meclis’e katıldı. Meclis’te Milli Savunma ve Dışişleri Komisyonları’nda çalıştı. 1 Eylül 1923’te Binbaşılığa yükseltildi
Atatürk’ün işaretiyle
Türk Tayyare Cemiyeti
’ni kurdu (
Türk Hava Kurumu
) ve
cemiyetin başkanlığını bir yıl süreyle üstlendi. 1926’da görevini Fuat Bulca’ya devretti.
İsteği üzerine 27 Şubat 1927’de ordudan emekliye ayrıldı.
İş Bankası
’nın kurucularından
olan Cevat Abbas Gürer, Atatürk’ün emriyle kurulan
Ateş Güneş Spor Kulübü
’nün de
kurucu başkanıydı. Cevat Abbas Gürer 4 Temmuz 1943’de
Yalova
‘da vefat etmiştir
4
.
Mustafa Kemal Atatürk’ün, 1920’li yıllardan başlamak koşuluyla vefatına değin
Kocaeli’ne sıkça uğradığını biliyoruz. Bu ziyaretlerin kimisi İzmit şehri veya Kocaeli
yöresindeki bazı yerleri ziyaret etmeyi amaçlayan uğrayışlar olduğu gibi, kimisi de
İstanbul’a, Ankara’ya ve Yalova’ya geliş/gidişler sırasında şehirden geçilmesini ifade eden
ziyaretlerdir.
Peki bu ziyaretler sırasında Mustafa Kemal Atatürk Derince’ye kaç kez uğramıştır? Bu
sorunun yanıtını kesin olarak bilemiyoruz. Lakin, tarihi kaynaklar dikkatlice incelendiği
zaman Mustafa Kemal Atatürk’ün; 17 Ocak 1923, 8 Aralık 1929, 15 Aralık 1929, 5 Ocak
1931, 16 Temmuz 1932, 22 Ekim 1932, 17 Ocak 1933, 30 Haziran 1933, 5 Mayıs 1934,
3 Ağustos 1936 ve 21 Ocak 1938 (19 Kasım 1938
5
) tarihlerinde Derince’ye uğradığı
görülmektedir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Derince ziyaretlerinde, 1930’lu yıllardaki ziyaretlerin
yoğunluğu dikkat çekmektedir. Bu ziyaretlerin en önemli sebebi, daha öncede ifade
ettiğimiz gibi Derince’yi kendisine yurt edinmiş olan eski dost, asker arkadaşı, yaver Cevat
Abbas Bey’dir.
Mustafa Kemal Atatürk, İstanbul-Ankara, Ankara-İstanbul veya İstanbul-Yalova
ziyaretleri sırasında genellikle Derince’de trenden iner, buradan otomobille Cevat
Abbas Bey’in çiftliğindeki köşke giderdi. Burada istirahat eden Mustafa Kemal Atatürk,
dinlendikten sonra otomobille tekrar geri döner, ya trenle ya da Ertuğrul Yatı, Gülcemal
Vapuru, Marmara Vapuru veya Kalamış Vapuru’yla
6
yoluna devam ederdi.
Cevat Abbas Bey’in Derince’deki Köşkü
Cevat Abbas Bey, 1920’li yıllarda (kesin tarih bilinmiyor) Emlak-i Milliye Müdürlüğü’nden Derince’de -günümüzde Çenedağ Mahallesi sınırları içerisinde- büyük bir arazi satın aldı. Amacı, burada tıpkı Ankara’daki Atatürk Orman Çiftliği gibi bir çiftlik kurmaktı. Bu amaç doğrultusunda hızlı bir şekilde çalışmalara başlayan Cevat Abbas Bey, buraya dik çatılı, iki katlı bir köşk, ek bir bina, ahır, fırın, çamaşırhane gibi birimlerin
bulunduğu kompleks bir yapı topluluğu inşa ettirdi
Mustafa Kemal Atatürk’ün kadim dostu Cevat Abbas Bey’in kurduğu çiftlik ve inşa ettirdiği bu yapılar topluluğunun bulunduğu yer kendi ifadesiyle “Büyük tabiatla, o mutlak hâkimle baş başa kalarak ruhi mücadelenin yapıldığı bir yerdi. Kim bilir, belki de Mustafa Kemal Atatürk’ü de buraya bağlayan bu düşünceydi...
Çanakkale Savaşı sırasında başlayan kadim dostluk, Mustafa Kemal Atatürk’ün Derince’deki çiftliği görmesiyle ayrı bir anlam kazanmıştır. Bu çiftlik bundan sonra Gazi’nin; ara ara sığındığı bir dost limanı, devlet işlerinin yoğunluğu sırasında yorgun bedenini dinlendirdiği bir ana kucağı, çevresindeki bazı yapışkan insanlardan bunaldıkça arada sırada kaçtığı bir çiftlik evi, eski bir asker arkadaşla anılarının paylaşıldığı ve acı kahvelerin yudumlandığı dostluk ortamı, her zaman yanı başında görmeye alıştığı tam 24 yıl kader birliği yaptığı yaverinin sıcak yuvası olarak hep hayatında olmuştur
.
Derince’deki kültürel mirasımızın önemli bir parçası olan, aynı zamanda da tarihsel anı değeri açısından oldukça kıymetli bir yere sahip bu çiftlik ve köşkün, ne yazık ki kaderi hiçte iyi olmamıştır. Atatürk’ün ölümünden sonra Cevat Abbas Bey için başlayan sıkıntılı günler, bu çiftlik ve köşk binası içinde oldukça hızlı yaşanmıştır. Bir anda başlayan ve tüm dünyayı ağları içerisine alan II. Dünya Savaşı’nın ekonomik buhranı ve bu buhranın ülkemizdeki etkileri Cevat Abbas Bey’in çiftliği için sonun başlangıcı olmuştur. İlk önce Emlak-i Milliye Müdürlüğünden alınan arazilere ve köşke el konulmuş, daha sonra nüfusu çoğalmaya başlayan Derince için okul olarak kullanılan, daha sonra ise sahipsiz, bakımsız kalarak metruk bir vaziyete düşen köşk yangın geçirmiş, zamanla ortadan kaldırılmıştır
.
Ve böylece, Derince’nin ruha teselli veren en güzel yerlerinden birisinde bulunan tarihi bir miras, yaşanan anılar, paylaşılan mutluluklar, paylaşılan acılar ilelebet ortadan kalkmış oldu.
Anılarda Mustafa Kemal Atatürk’ ün Derince Ziyaretleri Mustafa Kemal Atatürk’ün farklı dönemlerde Derince’ye yapmış olduğu ziyaretlerin şehir tarihimiz açısından ayrı bir önemi bulunmaktadır. Çeşitli kaynak ve anılar ışığında bu ziyaretlerle ilgili bilgi vermeye çalışalım.
İzmit araştırmalarıyla tanınan Avni Öztüre Mustafa Kemal Atatürk’ün 5 Mayıs 1934 yılında Derince’ye yaptığı ziyaret sırasında kendisini karşılamak için seçilen öğrenciler arasında bulunmuştur. O günle ilgili şu bilgileri vermektedir:“O gün hayatımın en mutlu günü olmuştur. Atatürk’ ü karşılamak üzere temiz giyimli öğrenciler arasından seçilen 10-15 kişilik guruba beni de katmışlardı. Öğretildiği gibi elini öpmek istedimse de aziz Ata, yanaklarımı okşamakla taltif ettiler. (O tarihte ilkokul 2. Sınıftaydım.)
Mustafa Kemal Atatürk’ün ziyaretleriyle ilgili, Derince’nin sosyolojik olarak şekillenmesinde ayrı bir yeri bulunan Kırım Tatarları’nın anıları da oldukça önemlidir. Kırım Tatarları’nın bu döneme ait anıları incelendiğinde Mustafa Kemal Atatürk’ün Derince ziyaretleri sırasında Kırım Tatarları’yla yakından ilgilendiği görülmektedir.
Kendiside bir Kırım Tatarı olan Araştırmacı Ferit Toplu’nun Enver Gündoğdu’yu kaynak göstererek aktardığı şu olay oldukça ilginçtir:“1937 yılında Mustafa Kemal Atatürk Ankara’dan hareketle Derince üzerinden
Yalova’ya giderken Derince’de 2-3 gün kalacağını öğrendik. Yaveri Cevat Abbas, çırak olarak çalıştığım Derince’deki Yakup Kan’ın bakkalına geldi. Bize, hazırlıklı olun yarın Atatürk’ün beyaz treni Derince İstasyonu
’na gelecek. ... Gerçekten ertesi gün Atatürk’ ün beyaz vagonu Derince Tren İstasyonu ’na geldi.
Komutan İtham Bey bakkala gelerek siparişlerini verdi. Erzakları hazırladık. O zamanlar ben 18 yaşındaydım. Paketleri beyaz vagona kadar taşıdım. Vagonun içine girdim. İçeride Mustafa Kemal’i görünce heyecanlandım ve hemen erzakları yere bıraktım. Ulu Öndere asker selamı verdim. Atatürk’te bana selam verdi. Sonra yanındaki adama dönerek:
- Çocuğa 20 lira verin, dedi.
Ben vişne rengindeki 20 lirayı aldım. Hem çok sevinmiş, hem de şaşırmıştım. Bakkala dönünce parayı gösterdim. Oradakilerde çok şaşırdı. Çünkü o zamanlar 20 lira yarım maaş kadardı.
Ferit Toplu’nun Süleyman Toplu’yu kaynak göstererek aktardığı: “Mustafa Kemal Atatürk, ertesi gün Derince’ye gelen Kırım Tatarı göçmenleri ziyaret etmek istemiş. Bu amaçla Mustafa Kemal Atatürk yanındaki heyetle tren istasyonundan şimdiki belediye binasının bulunduğu köy meydanına gelmiş. Civardaki birkaç kerpiçten yapılmış
Tatar evini ziyaret etmiş. Evlerde oturanların durumlarını ve bir istekleri olup olmadığını sormuş. Kolaylıklar diledikten sonra yanındaki memurlara dönerek:
-Her Kırım Tatar ailesine bayramlardan önce bir miktar bayram harçlığı yardımı yapın, diye emir vermiş
Gazeteci-Yazar Şakir Balkı’nın Yarımcalı Mustafa Çelik’i kaynak göstererek aktardığı: “Mustafa Kemal Derince’ye gelmiş yada uğramış ve bu köşke konuk olmuş. Burada erkânı harp arkadaşlarıyla sohbet ediyormuş o gün. Mustafa Kemal’in buraya gelmiş ve bu köşkte kalmakta olduğunu öğrenen bir Yarımcalı, hemen bağına gitmiş. Bağından
toplamış olduğu iki sepet kirazla yola koyulmuş. Gele gele Cevat Bey’in köşkünün önüne gelmiş. Köşkün tam önünde dikilmeye başlamış elinde kiraz sepetleriyle. Onun, köşkün az uzağında böyle dikilmekte olduğunu gören ilgililer, onunla meşgul olmuşlar. Ona, buraya gelip de niçin böyle durduğunu, dikilip de bakındığını merak edip sormuşlar. Yarımcalı’da “Ben buraya niçin gelmiş olayım?” demiş. “Gazi Paşa Hazretleri’nin burada misafir
olduğunu öğrendim. O’na bağımdan toplamış olduğum iki sepet kiraz getirdim...”
Bu durumu Gazi Paşa’ya haber vermişler... Bu durum Gazi’nin çok hoşuna gitmiş. “
İçeri alın o gelen efendiyi ” diye söylenmiş. Bu Yarımcalı’yı içeri alıp, huzura çıkarmışlar. Huzura elindeki kiraz sepetleriyle girmiş. Gazi Paşa onunla konuşmuş ve ona bazı sorular sormuş. “Askerlik yaptın mı? Yaptınsa hangi alayda yaptın? Savaşa girdin mi...? Kiraz getiren bu soruları askerlik künyesini okuyarak yanıtlamış. Savaşa girmiş olduğunu söylemiş. Onun bu sözleri Gazi Paşa’nın çok hoşuna gitmiş. Gazi onu bir süre konuşturduktan sonra, tekrar
sormuş. “Peki, ama” demiş, “Senin istiklal madalyan var mı?” Yarımcalı’da ne yapsın ki, “Ben öyle bir şey bilmem ki...” diye yanıt vermiş. Gazi Paşa yaverine hemen seslenmiş,“Orada madalya varsa, şu çocuğa verin!” demiş. Yarımcalı madalyayı almış. Gazi Paşa’ya bir asker selamı vermiş ve huzurundan ayrılmış. Elindeki istiklal madalyasına baka baka sevinerek Derince’den köyüne, Yarımca’ya dönmüş elindeki o boş sepetlerle
Yukarıda anlatılan anılar, Mustafa Kemal Atatürk’ün Derince ziyaretleri sırasında yaşananlardan sadece bazıları. Ne kadarı gerçek, ne kadarı doğru net olarak bilemiyoruz.
Ama şuna eminiz ki; Mustafa Kemal Atatürk’ün Derince ziyaretleri tarihimiz açısından önemli olaylarla ve anılarla doludur.