Sakarya Meydan Muhaberesi’nin Kazanılmasından Sonra, 19 Eylül 1921 Tarihinde, TBMM’since Başkomutan Mustafa Kemal ATATÜRK’e, “MAREŞAL” Rütbesi Ile “GAZİ” Ünvanı Verilmiştir. 19 Eylül, “GAZİLER GÜNÜ” Olarak Kutlanmaktadır.
1955’den 1956’ya girerken, yıl başı gecesi hayata 25inde veda eden dedem..
Kore Gazi’si dedeme ait olsun bu yazı…
daha 2 sene oldu, vefat etti. Allah rahmet eylesin. Amcasının oğluydu. Çok severdik birbirimizi, çok muhterem bir adamdı. “Senin deden yavrum, ne güzel bir insandı. Cesur, gözü kara. Hepimiz O’nun izinden gittik. O Kore Harbi zamanında anasına babasına söylemeden hemen yazdırmış kendini. Sen belki bilmezsin, amcam ters adamdı, izin vermezdi. Ama Devlete de bir şey diyemezdi. O ilk kafile gitti, biz sonradan O’nu örnek vererek gittik“
“Anlatırken gözlerinin içi güler, yüzünde acı bir tebessüm.. Abimm! çok gencecik öldü. Ama bi görsen ne yakışıklıydı. Kibardı, sesi hiç yükselmezdi. Gömleği düzgün dursun diye içine atlet bile giymezdi. Pırıl pırıldı. Eli yüzü gözü, hele ki kıyafetleri..
Ahh anacığını gördü de dayıcığını göremeden gitti..”
Annem 1,5 yaşındayken ve anneannem dayıma beş aylık hamileyken bir yılbaşı gecesi rahmetli olmuş dedem. “Öleceğime yanmıyorum da, çocuklarım sahipsiz kalacak, köprü altında mı kalacaklar ona yanarım demiş o akşam”
“Bana bunu o zaman demediler” dedi anneannem. “Ama çok şükür, önce komşu teyzenin makinesiyle diktim dikiş, nasıl olduysa oldu aldım sonra kendi makinemi. Aç da kalmadık, açıkta da kalmadık. Çok şükür köprü altı görmeden büyüttüm çocuklarımı” Biraz buruk, biraz yorgun ama gururlu bir şekilde, Sorumluluğunu yerine getirmenin zaferiyle..
Öyle anneanne torun gibi değil, arkadaş gibi. Bir tek bu konuda konuşamam. Bi cesaretle bir iki defa sormuşluğum vardır. İncinmesinden korkarım.
Kendisi anlatmak isterse diye hep merakla ve sonsuz bir istekle beklerim.