Bugun...


Volkan ŞENEL Tarihçi-Yazar

facebook-paylas
Atatürk'ün Derince'deki Arkadaşı Cevat Abbas Bey
Tarih: 19-06-2023 15:40:00 Güncelleme: 19-06-2023 16:02:00


Mustafa Kemal Atatürk ve Kocaeli... Bu iki ismi kader çizgisinin farklı dönemlerde

birçok kez bir araya getirdiğini biliyoruz. Zira Kocaeli ve havalisi, Mustafa Kemal Paşa’nın

önderliğini üstlendiği İstiklal Mücadelesi’nde coğrafi ve stratejik açıdan çok önemli bir

yere sahipti.

Mustafa Kemal Paşa’nın Başkumandan sıfatıyla 1922 Haziran’ında İzmit’e gelmesi

bu ikilinin ilk buluşmaları olarak tarih kayıtlarına geçiyor. Başkumandan Mustafa Kemal

Paşa, milletimizin haklı mücadelesini bir Türk dostu olan Fransız Yazar Claude Farrere’ye

anlatıyor  İzmit  Kasr-ı  Hümayununda.  İzmit  halkı  da  kucaklıyor  Başkumandanlarını.

“Büyük  Halaskârımız”,  “Hoş  Geldiniz” yazıları  süslüyor  İzmit  sokaklarını.  Kocaeli

yöresinin farklı bölgelerinden gelen insanlarımızın sevinç çığlıkları duyuluyor İzmit Tren

Garı’nda, mutluluk terennümleri yansıyor İzmit semalarında...

Ve Mustafa Kemal, bu tarihten sonra birçok kez daha Kocaeli yöresine geliyor. 1923

Ocak’ında, 1924 Eylül’ünde, 1925 Eylül’ünde, 1927 Temmuz’unda, 1928 Haziran’ında,

1934 Mayıs’ında... Hülasa, Mustafa Kemal Atatürk 1938 Kasım’ına kadar sık sık uğruyor

Kocaeli’ne...

Mustafa Kemal Atatürk ve Kocaeli denilince akla gelen hep bu tarihi bilgiler. Ama

tarihin gizil sayfaları biraz daha dikkatlice karıştırıldığı zaman, Mustafa Kemal Atatürk’ün

Kocaeli’nde bir yere ayrı bir önem verdiği görülmektedir. İşte bu yer; Derince’dir...

Peki  niye  Mustafa  Kemal Atatürk  Derince’ye  ayrı  bir  önem  vermektedir?  Mustafa

Kemal Atatürk’ü Derince’ye bağlayan sır nedir?

Bu  soruların  altında  bir  dostluk  hikâyesinin  yattığı  görülmektedir.  Mustafa  Kemal

Atatürk’ün Derince’de mukim bulunan bir dostu, arkadaşı, yaveri vardır; Cevat Abbas

Bey...

Öyle bir dost ki; Çanakkale Savaşı’nda omuz omuza vererek kahpe düşmana kurşun

sıktığı bir askerdir Cevat Abbas, Mustafa Kemal Paşa’nın Payitaht İstanbul’u işgal eden

emperyalist  güçlere  bakarak

“Geldikleri  gibi  giderler...” dediği  kişidir  Cevat  Abbas,

Bandırma Vapuru’yla Milletin bağrına açılan yolda hırçın Karadeniz’in dalgaları arasından

geçerken yanı başında bulunan yaverdir Cevat Abbas, yeni kurulan Cumhuriyetin atılan

her adımında Mustafa Kemal Atatürk’ün yanı başındaki aziz bir görev adamıdır Cevat  Abbas

Mustafa Kemal Atatürk’ün uzun bir süre yaverliğini yapan Cevat Abbas Bey’i daha

yakından tanımak için oğlu Turgut Gürer’in 2006 yılında yayınladığı “ Atatürk’ ün Yaveri Cevat Abbas Gürer, Cepheden Meclise Büyük Önder İle 24 Yıl’

adlı kitabına göz atmak  gerekiyor.

Cevat  Abbas  Bey;  1887  yılında  Niş  şehrinde  (bugün  Sırbistan  sınırları  içerisinde)

doğdu.  Şerif  Abbas  Bey’in  oğludur.  13  Aralık  1905’te  Harp  Okulu’na  girdi.  1  Eylül

1908’de Piyade Teğmen rütbesiyle mezun oldu. 3. Ordu emrine verildi.

Manastır Harp  Okulu ’nda öğrenci iken  İttihat ve Terakki Cemiyeti ‘ne girdi. 19. Alay’da görevli olarak  Preşova ,  Komanova ,  Koçana ve  Köprülü ‘de bulundu. Aralık 1910’da Selanik Yedek Subay  Adayları Talimgâhı’nda görevlendirildi. Mart 1911’de Takip Taburu’yla Selanik ili sınırları

içinde eşkıya takibinde görev aldı. Yılın sonunda 37. Alay Yaverliği’ne atandı. 19 Ekim

1912’de üsteğmenliğe yükseltilerek 3 Şubat 1913’te inzibat subayı olarak İstanbul Merkez

Komutanlığı emrine atandı.

I. Dünya Savaşı seferberliğinde açılan Yedek Subay Talimgâhı’nda ek görev olarak  bölük  komutanlığı  yaptı.  16  Nisan  1915’te Anafartalar  Grubu  Kurmayı’na  verildi.13  Aralık 1916’da yüzbaşı oldu. 16. Kolordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa’nın yaverliğine tayin edildi. Savaş süresince yaver olarak  Mustafa Kemal Paşa ’nın maiyetinde bulundu.  Mütarekeden sonra  Yıldırım Ordular Grubunun lağvı üzerine  Harbiye Nezareti emrine  verilen Mustafa Kemal Paşa ile birlikte 13 Kasım 1918’de  İstanbul ‘a geldi.

İşgal altındaki İstanbul’un hazin manzaralarını Mustafa Kemal Paşa ile birlikte gördü.

İstanbul limanında demirli işgal donanma gemilerinin arasından geçerken, Mustafa Kemal

Paşa’nın “Geldikleri gibi giderler!.” sözünü söylediği kişi, yaveri Cevat Abbas Gürer’di.

30 Nisan 1919’da 9. Ordu Müfettişliği’ne atanan Mustafa Kemal Paşa’nın yaveri olarak Bandırma Vapuruyla 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı.

Mustafa  Kemal  Paşa’nın  İstanbul’da  bulunduğu  ve  Ulusal  Kurtuluş  planları  gizlice

hazırladığı  6  aylık  süre  içinde  kendisine  refakat  etti.  Mustafa  Kemal  Paşa  ile  birlikte

Anadolu’ya  Kocaeli  yarımadası  üzerinden  geçebilme  olasılığı  için  gerekli  güvenlik

önlemlerinin  alınmasını  sağladı

Yahya  Kaptan Milli  Müfrezelerini  örgütledi. Mustafa Kemal Paşa’nın  dikte  ettiği Amasya  Genelgesi ‘ni  kaleme  aldı.  Erzurum‘da  8 Temmuz  1919’da Mustafa Kemal Paşa’nın askerlikten istifası üzerine  Erzurum Müstahkem Mevkii  Komutanlığı emrine atandı.  Sivas Kongresinden sonra

Heyet-i Temsiliye Başkâtipliği’ne getirildi. Osmanlı  Meclis-i  Mebusan ın  son  dönemi  için  8  Ocak  1920’de  yapılan  seçimlerde Bolu  Milletvekili  olarak  Meclise  katıldı.  Meclisin  feshi  üzerine  Ankara‘ya  gelerek  5 Temmuz  1920’de TBMM  Genel  Kurulu’na  Bolu Milletvekili  olarak  takdim  edildi.  17 Temmuz’da  Yozgat ve  yöresindeki  ayaklanmanın  bastırılmasında  görevli  olarak  izinli

sayılıp Meclis’ten ayrıldı. Kurduğu Süvari Müfrezesi ile bölgede asayişi korudu. 20 Ekim  1920’de özel görevle  Bulgaristan‘a gönderildi. Görevinde başarılı olması dolayısıyla 1921 yılı sonuna kadar

Sofya ’da Ankara Hükümeti’nin temsilcisi olarak görev yaptı. 4 Şubat  1922’de yeniden Meclis’e katıldı. Meclis’te Milli Savunma ve Dışişleri Komisyonları’nda  çalıştı. 1 Eylül 1923’te Binbaşılığa yükseltildi

Atatürk’ün  işaretiyle

Türk  Tayyare  Cemiyeti

’ni  kurdu  (

Türk  Hava  Kurumu

)  ve

cemiyetin başkanlığını bir yıl süreyle üstlendi. 1926’da görevini Fuat Bulca’ya devretti.

İsteği üzerine 27 Şubat 1927’de ordudan emekliye ayrıldı.

İş Bankası

’nın kurucularından

olan Cevat Abbas Gürer, Atatürk’ün emriyle kurulan

Ateş Güneş Spor Kulübü

’nün de

kurucu başkanıydı. Cevat Abbas Gürer 4 Temmuz 1943’de

Yalova

‘da vefat etmiştir

4

.

Mustafa  Kemal  Atatürk’ün,  1920’li  yıllardan  başlamak  koşuluyla  vefatına  değin

Kocaeli’ne  sıkça  uğradığını  biliyoruz.  Bu  ziyaretlerin  kimisi  İzmit  şehri  veya  Kocaeli

yöresindeki  bazı  yerleri  ziyaret  etmeyi  amaçlayan  uğrayışlar  olduğu  gibi,  kimisi  de

İstanbul’a, Ankara’ya ve Yalova’ya geliş/gidişler sırasında şehirden geçilmesini ifade eden

ziyaretlerdir.

Peki bu ziyaretler sırasında Mustafa Kemal Atatürk Derince’ye kaç kez uğramıştır? Bu

sorunun yanıtını kesin olarak bilemiyoruz. Lakin, tarihi kaynaklar dikkatlice incelendiği

zaman Mustafa Kemal Atatürk’ün; 17 Ocak 1923, 8 Aralık 1929, 15 Aralık 1929, 5 Ocak

1931, 16 Temmuz 1932, 22 Ekim 1932, 17 Ocak 1933, 30 Haziran 1933, 5 Mayıs 1934,

3 Ağustos  1936  ve  21  Ocak  1938  (19  Kasım  1938

5

)  tarihlerinde  Derince’ye  uğradığı

görülmektedir.

Mustafa  Kemal  Atatürk’ün  Derince  ziyaretlerinde,  1930’lu  yıllardaki  ziyaretlerin

yoğunluğu  dikkat  çekmektedir.  Bu  ziyaretlerin  en  önemli  sebebi,  daha  öncede  ifade

ettiğimiz gibi Derince’yi kendisine yurt edinmiş olan eski dost, asker arkadaşı, yaver Cevat

Abbas Bey’dir.

Mustafa  Kemal  Atatürk,  İstanbul-Ankara,  Ankara-İstanbul  veya  İstanbul-Yalova

ziyaretleri  sırasında  genellikle  Derince’de  trenden  iner,  buradan  otomobille  Cevat

Abbas Bey’in çiftliğindeki köşke giderdi. Burada istirahat eden Mustafa Kemal Atatürk,

dinlendikten sonra otomobille tekrar geri döner, ya trenle ya da Ertuğrul Yatı, Gülcemal

Vapuru, Marmara Vapuru veya Kalamış Vapuru’yla

6

 yoluna devam ederdi.

Cevat Abbas Bey’in Derince’deki Köşkü

Cevat  Abbas  Bey,  1920’li  yıllarda  (kesin  tarih  bilinmiyor)  Emlak-i  Milliye  Müdürlüğü’nden Derince’de -günümüzde Çenedağ Mahallesi sınırları içerisinde- büyük  bir arazi satın aldı. Amacı, burada tıpkı Ankara’daki Atatürk Orman Çiftliği gibi bir çiftlik  kurmaktı. Bu amaç doğrultusunda hızlı bir şekilde çalışmalara başlayan Cevat Abbas Bey,  buraya dik çatılı, iki katlı bir köşk, ek bir bina, ahır, fırın, çamaşırhane gibi birimlerin

bulunduğu kompleks bir yapı topluluğu inşa ettirdi

Mustafa Kemal Atatürk’ün kadim dostu Cevat Abbas Bey’in kurduğu çiftlik ve inşa  ettirdiği bu yapılar topluluğunun bulunduğu yer kendi ifadesiyle  “Büyük tabiatla, o mutlak  hâkimle baş başa kalarak ruhi mücadelenin yapıldığı bir  yerdi.  Kim  bilir,  belki  de  Mustafa Kemal Atatürk’ü de buraya bağlayan bu düşünceydi...

Çanakkale  Savaşı  sırasında  başlayan  kadim  dostluk,  Mustafa  Kemal  Atatürk’ün  Derince’deki  çiftliği  görmesiyle  ayrı  bir  anlam  kazanmıştır.  Bu  çiftlik  bundan  sonra  Gazi’nin; ara ara sığındığı bir dost limanı, devlet işlerinin yoğunluğu sırasında yorgun bedenini dinlendirdiği bir ana kucağı, çevresindeki bazı yapışkan insanlardan bunaldıkça  arada sırada kaçtığı bir çiftlik evi, eski bir asker arkadaşla anılarının paylaşıldığı ve acı kahvelerin yudumlandığı dostluk ortamı, her zaman yanı başında görmeye alıştığı tam 24  yıl kader birliği yaptığı yaverinin sıcak yuvası olarak hep hayatında olmuştur

.

Derince’deki kültürel mirasımızın önemli bir parçası olan, aynı zamanda da tarihsel anı  değeri açısından oldukça kıymetli bir yere sahip bu çiftlik ve köşkün, ne yazık ki kaderi  hiçte iyi olmamıştır.  Atatürk’ün ölümünden sonra Cevat Abbas Bey için başlayan sıkıntılı günler, bu çiftlik ve köşk binası içinde oldukça hızlı yaşanmıştır. Bir anda başlayan ve tüm dünyayı ağları  içerisine alan II. Dünya Savaşı’nın ekonomik buhranı ve bu buhranın ülkemizdeki etkileri  Cevat Abbas  Bey’in  çiftliği  için  sonun  başlangıcı  olmuştur.  İlk  önce  Emlak-i  Milliye  Müdürlüğünden alınan arazilere ve köşke el konulmuş, daha sonra nüfusu çoğalmaya  başlayan Derince için okul olarak kullanılan, daha sonra ise sahipsiz, bakımsız kalarak  metruk bir vaziyete düşen köşk yangın geçirmiş, zamanla ortadan kaldırılmıştır

.

Ve böylece, Derince’nin ruha teselli veren en güzel yerlerinden birisinde bulunan tarihi  bir miras, yaşanan anılar, paylaşılan mutluluklar, paylaşılan acılar ilelebet ortadan kalkmış  oldu.

Anılarda Mustafa Kemal Atatürk’ ün Derince Ziyaretleri Mustafa Kemal Atatürk’ün farklı dönemlerde Derince’ye yapmış olduğu ziyaretlerin  şehir tarihimiz açısından ayrı bir önemi bulunmaktadır. Çeşitli kaynak ve anılar ışığında bu  ziyaretlerle ilgili bilgi vermeye çalışalım.

İzmit araştırmalarıyla tanınan Avni Öztüre Mustafa Kemal Atatürk’ün 5 Mayıs 1934  yılında Derince’ye yaptığı ziyaret sırasında kendisini karşılamak için seçilen öğrenciler  arasında bulunmuştur. O günle ilgili şu bilgileri vermektedir:“O gün hayatımın en mutlu günü olmuştur. Atatürk’ ü karşılamak üzere temiz giyimli  öğrenciler arasından seçilen 10-15 kişilik guruba beni de katmışlardı. Öğretildiği gibi elini öpmek istedimse de aziz Ata, yanaklarımı okşamakla taltif ettiler. (O tarihte ilkokul 2. Sınıftaydım.)

Mustafa  Kemal  Atatürk’ün  ziyaretleriyle  ilgili,  Derince’nin  sosyolojik  olarak  şekillenmesinde ayrı bir yeri bulunan Kırım Tatarları’nın anıları da oldukça önemlidir.  Kırım  Tatarları’nın  bu  döneme  ait  anıları  incelendiğinde  Mustafa  Kemal  Atatürk’ün  Derince ziyaretleri sırasında Kırım Tatarları’yla yakından ilgilendiği görülmektedir.

Kendiside  bir  Kırım  Tatarı  olan  Araştırmacı  Ferit  Toplu’nun  Enver  Gündoğdu’yu  kaynak göstererek aktardığı şu olay oldukça ilginçtir:“1937  yılında  Mustafa  Kemal  Atatürk  Ankara’dan  hareketle  Derince  üzerinden

Yalova’ya giderken Derince’de 2-3 gün kalacağını öğrendik. Yaveri Cevat Abbas, çırak olarak çalıştığım Derince’deki Yakup Kan’ın bakkalına geldi. Bize, hazırlıklı olun yarın  Atatürk’ün beyaz treni Derince İstasyonu

’na gelecek. ... Gerçekten  ertesi  gün  Atatürk’ ün  beyaz  vagonu  Derince  Tren  İstasyonu ’na  geldi.

Komutan İtham Bey bakkala gelerek siparişlerini verdi. Erzakları hazırladık. O zamanlar ben 18 yaşındaydım. Paketleri beyaz vagona kadar taşıdım. Vagonun içine girdim. İçeride  Mustafa Kemal’i görünce heyecanlandım ve hemen erzakları yere bıraktım. Ulu Öndere asker selamı verdim. Atatürk’te bana selam verdi. Sonra yanındaki adama dönerek:

- Çocuğa 20 lira verin, dedi.

Ben vişne rengindeki 20 lirayı aldım. Hem çok sevinmiş, hem de şaşırmıştım. Bakkala dönünce parayı gösterdim. Oradakilerde çok şaşırdı. Çünkü o zamanlar 20 lira yarım maaş  kadardı.

Ferit Toplu’nun Süleyman Toplu’yu kaynak göstererek aktardığı: “Mustafa Kemal Atatürk, ertesi gün Derince’ye gelen Kırım Tatarı göçmenleri ziyaret  etmek istemiş. Bu  amaçla  Mustafa  Kemal  Atatürk  yanındaki  heyetle  tren  istasyonundan  şimdiki  belediye binasının bulunduğu köy meydanına gelmiş. Civardaki birkaç kerpiçten yapılmış

Tatar evini ziyaret etmiş. Evlerde oturanların durumlarını ve bir istekleri olup olmadığını sormuş. Kolaylıklar diledikten sonra yanındaki memurlara dönerek:

-Her Kırım Tatar ailesine bayramlardan önce bir miktar bayram harçlığı yardımı yapın,  diye emir vermiş

Gazeteci-Yazar Şakir Balkı’nın Yarımcalı Mustafa Çelik’i kaynak göstererek aktardığı: “Mustafa Kemal Derince’ye gelmiş yada uğramış ve bu köşke konuk olmuş. Burada  erkânı harp arkadaşlarıyla sohbet ediyormuş o gün. Mustafa Kemal’in buraya gelmiş ve bu köşkte kalmakta olduğunu öğrenen bir Yarımcalı, hemen bağına gitmiş. Bağından

toplamış olduğu iki sepet kirazla yola koyulmuş. Gele gele Cevat Bey’in köşkünün önüne  gelmiş. Köşkün tam önünde dikilmeye başlamış elinde kiraz sepetleriyle. Onun, köşkün az  uzağında böyle dikilmekte olduğunu gören ilgililer, onunla meşgul olmuşlar. Ona, buraya  gelip de niçin böyle durduğunu, dikilip de bakındığını merak edip sormuşlar. Yarımcalı’da  “Ben  buraya  niçin  gelmiş olayım?”  demiş.  “Gazi  Paşa  Hazretleri’nin  burada  misafir

olduğunu öğrendim. O’na bağımdan toplamış olduğum iki sepet kiraz getirdim...”

Bu durumu Gazi Paşa’ya haber vermişler... Bu durum Gazi’nin çok hoşuna gitmiş. “

İçeri  alın o gelen efendiyi ” diye söylenmiş. Bu Yarımcalı’yı içeri alıp, huzura çıkarmışlar. Huzura  elindeki kiraz sepetleriyle girmiş. Gazi Paşa onunla konuşmuş ve ona bazı sorular sormuş.  “Askerlik yaptın mı? Yaptınsa hangi alayda yaptın? Savaşa girdin mi...? Kiraz getiren bu  soruları askerlik künyesini okuyarak yanıtlamış. Savaşa girmiş olduğunu söylemiş. Onun  bu sözleri Gazi Paşa’nın çok hoşuna gitmiş. Gazi onu bir süre konuşturduktan sonra, tekrar

sormuş. “Peki, ama” demiş, “Senin istiklal madalyan var mı?” Yarımcalı’da ne yapsın ki,  “Ben öyle bir şey bilmem ki...” diye yanıt vermiş. Gazi Paşa yaverine hemen seslenmiş,“Orada madalya varsa, şu çocuğa verin!” demiş. Yarımcalı madalyayı almış. Gazi Paşa’ya  bir asker selamı vermiş ve huzurundan ayrılmış. Elindeki istiklal madalyasına baka baka  sevinerek Derince’den köyüne, Yarımca’ya dönmüş elindeki o boş sepetlerle

Yukarıda  anlatılan  anılar,  Mustafa  Kemal Atatürk’ün  Derince  ziyaretleri sırasında  yaşananlardan sadece bazıları. Ne kadarı gerçek, ne kadarı doğru net olarak bilemiyoruz.

Ama şuna eminiz ki; Mustafa Kemal Atatürk’ün Derince ziyaretleri tarihimiz açısından  önemli olaylarla ve anılarla doludur.

 





YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARA
YUKARI