Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği İzmit Şube Başkanı Yüksel Öztürk, “Ahmet Mete hocamız ne yazık ki geçtiğimiz sene hakkın rahmetine kavuştu. Ahmet hocamızı daha iyi anlamak; onun mücadelesini, çabasını ve dava için yaptığı fedakârlıkları daha iyi hissedebilmek için bugün Medine İslam Üniversitesi’nden ve İskeçe Müftülüğünden 45 yıllık yakın dostu İskeçe Müftülüğü fıkıh uzmanı ve vaizi değerli hocamız İrfan Şebek aramızda. Kendisine bu özel günde bizleri yalnız bırakmadığı için teşekkür ediyoruz. Ayrıca bu programı düzenleyen; bu güzel çeşmeyi ve tesisi bizlere kazandıran Başkanımız Fatma Kaplan Hürriyet’e teşekkür ediyorum. Rabbim Ahmet Mete hocamıza rahmet eylesin. Mekânı cennet, ruhu şad olsun” dedi.

Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve İzmit Belediyesi Koordinatörü Eray Bodur, “Ahmet Mete hocamızı Batı Trakya davasında Dr. Sadık Ahmet gibi Mehmet Hilmi gibi bazı özellikleri ön plana çıkarıyordu. Ata toprağımıza gerçekleştirdiğimiz ziyaretlerde kendisiyle sık sık bir araya geliyorduk. Hocamız gerçekten bir liderdi. İskeçe Müftülüğünde çok güzel çalışmalar gerçekleştirdi. Azınlığı bölmek isteyen Yunan devletinin karşısında dimdik durdu. Batı Trakya Türkleri Azınlığının tarihe adını yazdırmış liderlerinden olan hocamıza Allah’tan rahmet diliyorum” şeklinde konuştu. 

Fatma Kaplan Hürriyet “Bugün burada, Batı Trakyalı Türk azınlığının ileri gelenlerinden İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete’yi ölüm yıl dönümünde anmak için bir araya geldik. Bu anlamlı programda aramızda bulunan İskeçe Müftülüğü Fıkıh Uzmanı ve Vaiz İrfan Şebek hocamıza da ayrıca hoş geldin demek istiyor ve katılımları için teşekkür ediyorum. Hepimizin gönlünde ayrı bir yeri olan Batı Trakya davasının yılmaz bir savunucusu olarak, Türk azınlığının haklarını ve varlığını korumak için hayatını adayan lider Ahmet Mete’yi, maalesef geçtiğimiz yıl kaybettik. Kabri nur dolu, mekanı cennet olsun inşallah. Bugün, onun kaybının üzerinden geçen süreye rağmen, hala kalbimizde yası derin yer tutan bir insan olarak anıyoruz kendisini. Gerçekten yakın tarihimizde çok acı veren bir mübadele süreci yaşadık. Hem Türkiye’den Yunanistan’a göç eden Rum mübadiller hem de Yunanistan ve Balkanlar’ın dört bir yanından Türkiye’ye göç eden soydaşlarımız oldu. Yüreğiyle, fedakârlığıyla ömrünü Batı Trakya’daki soydaşlarımızın haklı mücadelesine adayan çok kıymetli dava insanları vardı. O insanlardan biri de İskeçe Müftüsü Ahmet Mete’ydi. Büyük Türk milletinin kendisine emanet ettiği Batı Trakya Davası’nı savunması ve yaşatılmasında hep en ön saflarda gördük. Verdiği mücadelesinde bu davayı her şeyin üzerinde gördüğünü her şartta dile getirdi. Bugün, bizler de Ahmet Mete’nin bıraktığı bu anlamlı mirası onurlandırarak, onun mücadelesine devam etmek ve Türk azınlığının haklarını korumak için elimizden geleni yapmalıyız. Ahmet Mete’nin bize miras bıraktığı değerler olan hoşgörü, anlayış ve adaleti yaşatmalıyız. Onun mücadelesini ve özverisini hatırlamanın, Balkanlardaki Türk azınlığının haklarını savunmada ve toplumsal adaleti sağlama konusundaki kararlılığımızı pekiştireceğini düşünüyorum. 

Programa konuşmacı olarak katılan İskeçe Müftülüğü Fıkıh Uzmanı ve Vaiz İrfan Şebek yakın arkadaşı Ahmet Mete’yi anlattı. Şebek, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: Buraya gelmeden evvel hocamızın kabrini ziyaret ettim. Sanki şöyle dedi, ‘Ben hakkın rahmetine kavuştum ama elimdeki son tohumu bile ektim. Kâinat bilsin ki Batı Trakya ve bölgedeki Müslümanlar kıyamete kadar orada olacaklardır.’ Ahmet Mete’yi bir kelime ile özetlemek istesek aşık bir insandı. Batı Trakya’da müftülük yapmak kolay değildi. ‘Benim annem beni müftü olmak için doğurdu’ diyordu.