Nazmi Ali, bir dönem Yugoslavya’nın ismini dünyaya duyuran altın nesil arasından çıkmış başarılı bir güreşçi. Şaban Tırstena, Şaban Seydi gibi isimlerin de yer aldığı altın nesil 70’li yıllarda Yugoslavya’ya çok sayıda madalya kazandırdı.

Hem güreşçi hem de antrenörlük kariyerinde hanesine yüzlerce madalya yazdıran Nazmi Ali, bu spor dalına sunduğu katkıdan dolayı Makedonya’nın bağımsızlık günü olan 8 Eylül vesilesiyle verilen devlet ödülüne layık görüldü. Ödül, Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Meclisi’nde gerçekleştirilen törenle takdim edildi. Nazmi Ali, 1956 yılında Üsküp’te doğdu. Güreşe 1973 yılında başlayan Ali, bu yıl güreş hayatındaki 50’nci yılı geride bıraktı. Halen güreşle uğraşan Nazmi Ali, Tefeyyüz Güreş Kulübü’nde yöneticilik yapıyor. 20 yıldır güreşçi olarak mücadele etti, uzun yıllar da güreş hocalığı yaptı. Kariyeri boyunca hem Yugoslavya çapında hem de uluslararası alanda çok sayıda başarıya imza atan Nazmi Ali’nin 6 Yugoslavya şampiyonluğu bulunuyor. Uluslararası arenada da çok sayıda madalya kazandı.

‘Bu ödül 50 yıllık çabalarımın boşa gitmediğinin bir göstergesidir’

Aldığı ödülüyle ilgili Yeni Balkan’a açıklamalarda bulunan Nazmi Ali, duygularını şöyle paylaştı: “Gençlik ve Spor Ajansı yöneticileri güreşte elde ettiğimiz başarıları gördüklerinde çok şaşırdılar. Ve 8 Eylül Devlet Ödülü’nü bana vermeyi uygun gördüler. 50 yıllık güreş kariyerimi bu ödülle taçlandırmak beni çok mutu etti. Devlet tarafından bana takdim edilen bu ödül bunca yıl verdiğim çabaların boşuna gitmediğinin bir göstergesidir aynı zamanda. İnşallah daha büyük başarılar elde ederiz. Git gide yaşlanıyoruz artık. 65 yaşına geldim. Antrenörlük görevini gençlere devrettik, ben koordinatör olarak görev yapmaktayım.”

‘70’li yıllarda güreşte altın bir nesil yetişti: Rakip tanımıyorduk!’

Yugoslavya’da 70’li yıllarda güreşte altın nesil yetiştiğini ifade eden Ali, “70’li yıllarda güreşte altın bir nesil yetişti. Ben de onlardan birisiydim. Şaban Tırstena, Şaban Seydi, Abdullah Memeti, Adnan Elezi, Kenan Nuhiu gibi isimler vardı. Hepimiz milli takım sporcularıydık, Yugoslavya’yı uluslararası arenada biz temsil ediyorduk. Rakip tanımıyorduk. Şaban Tırstena olimpiyat şampiyonu oldu, altın ve gümüş madalyalar kazandı. Şaban Seydi olimpiyatlarda iki bronz madalya kazandı. Bayram Çeroli dünya şampiyonu oldu. Bunların hepsi bizim takım arkadaşımızdı.” sözlerini sarf etti. Güreş kariyeri hakkında konuşan Nazmi Ali, “1977 yılında benim de yer aldığım ‘Skopje’ kulübüyle Avrupa kupalarına katıldık ve ikinciliği elde ettik. Bu o dönemde çok büyük bir başarıydı. 1978 yılında askere gittim. Askerden döndükten sonra yeni kurulan Liriya takımına katıldım. Yeni kurulmuş bir takımdı ve beni takımlarına transfer ettiler. Yugoslavya şampiyonu olup, Liriya takımına altın madalya kazandırdım. 5 yıl bu kulüpte güreştim. Kulüple birkaç kez şampiyon olduk. Balkan şampiyonalarına katıldık. 1984 yılında yine Üsküp takımına geri döndüm. O dönemde antrenörümüz Kanada’ya gitti ve antrenörlüğü dönemin bir numaralı güreşçisi Şaban Seydi aldı ben de yardımcı antrenörlüğe geçtim. Şaban Seydi de Almanya’ya gidince takım bana kaldı ve takımı 1993 yılına kadar ben çalıştırdım. Hem güreşiyor hem hocalık yapıyordum.” dedi.

‘1993 yılında Tefeyyüz Güreş Takımını kurdum’

Güreşi bıraktıktan sonra Tefeyyüz güreş takımını kurduğunu aktaran Ali, “1993 yılında güreşi bıraktıktan sonra Tefeyyüz İlkokulunda Tefeyyüz güreş takımını kurdum. Tefeyyüz’de spor salonu güreşe elverişliydi, koşullar çok iyiydi. Ayrıca Gazi Baba’da da çok sayıda gencimiz vardı. Dönemin müdürü Bay Recep’ti (Recep Murat Bugariç), ona güreş takımı konusunu danıştığımızda ‘çok güzel fikir’ diye karşılık verdi. Tefeyyüz İlkokulunda çok sayıda öğrenci takımımıza katıldı, ayrıca eski takımdan da birkaç güreşçi takımımıza dahil oldu. Bir yılda Tefeyyüz Güreş takımı olarak birinci lige girmeyi başardık. Tefeyyüz takımıyla çok başarılı olduk. Takımımız 1993 yılından bugüne kadar hala faaliyetlerini sürdürüyor. Sayamayacağımız kadar madalyanın sahibi olduk. Milli güreşçiler yetiştirdik.” ifadelerini kullandı.

‘Güreşçilerimiz milli takımda Balkan şampiyonu oldu’

Tefeyyüz kulübünün güreşçilerinin Makedonya milli takımını Balkan şampiyonluğuna taşıdıklarını söyleyen Nazmi Ali, şunları söyledi:

“Tefeyyüz güreş kulübü güreşçilerimiz Makedonya milli takımı için de yarışıyordu. Makedonya milli takımı yıldızlar kategorisinde Balkan şampiyonu olmuştu. Milli takımda bizim kulüpten 6 güreşçimiz vardı. 2 altın, 1 gümüş ve 3 bronz madalya kazanmıştık.  O bizim için çok büyük bir başarıydı. Çünkü Yugoslavya döneminde de Balkan şampiyonasında şampiyonluk elde edilememişti, orada Türkler, Bulgarlar ve Rumenler yarışıyordu, hepsi de güreşte çok güçlüydü. Güreşçilerimiz hepsini yenerek madalyalar kazandı. 2009 yılında Tefeyyüz Güreş Takımı Bursa’da düzenlenen Avrupa kupalarına katıldı. Orada da üçüncülüğü elde ettik.”

‘Türkiye güreş camiasıyla ilişkilerimiz en üst seviyede’

Türkiye’den ciddi destekler aldıklarını da söyleyen Ali, “Türkiye’deki güreş camiasıyla çok iyi ilişkilerimiz mevcut. Türkiye Güreş Federasyonu’yla iyi geçiniyoruz. Bize her bakımdan destek veriyorlar. Malzeme desteğinde bulunuyorlar. Ayrıca uluslararası turnuvalara katılım konusunda bize ciddi destekleri oluyor. Büyük turnuvalara katılmak için güreşçiler belli bir miktar ücret vermesi gerekiyor. Fakat bizden bu ücret alınmıyor. Türkiye’deki dostlarımız ‘Nazmi hocamız sayesinde Makedonyalı güreşçilere her şey ücretsiz’ diyorlar.” diye konuştu.

‘Makedonya’dan Kırkpınar’a katılan tek güreşçiyim’

Tarihi Kırkpınar güreşlerine katılmaktan büyük bir onur duyduğunu kaydeden Nazmi Ali, “20 yılllık kariyerimde yağlı güreş de yaptım. Makedonya’dan Kırkpınar’a katılan tek güreşçiyim. 1985 yılında Kırkpınar’a resmi olarak katıldım. O zamanlar yurtdışından güreşçileri almıyorlardı fakat beni Yugoslavya Türkü olarak kabul ettiler. Benim için çok büyük bir onurdu tarihi Kırkpınar yağlı güreşlerine katılmak. Bu sayede de Türkiye güreş camiasında beni herkes tanıyor. Eski güreş şampiyonlarından çok yakın arkadaşlarım var, bazılarını sayabilirim. Ahmet Ayık, en başarılı güreşçilerden birisiydi. Uluslararası Güreş Federasyonları Birliği’nin (FILA) asbaşkanlığını da yaptı. 8 kez Avrupa şampiyonu, 5 kez dünya ve 2 kez olimpiyat şampiyonluğunu elde eden Hamza Yerlikaya benim çok yakın dostum. Kendisi aynı zamanda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da danışmanıdır. Defalarca dünya ve avrupa şampiyonu olan Rıza Kayaalp ve Taha Akgül gibi dünyaca ünlü güreşçilerle bu spor sayesinde arkadaşlıklar edindik.” sözlerini sarf etti.

‘Güreşle gençlerimizin kötü alışkanlıklara yönelmelerini engelledik’

Nazmi Ali, açıklamalarının sonunda gençlere çağrıda bulunarak “Bizim Tefeyyüz kulübünü kurmamızdaki en büyük amaç gençlerimizi kötü alışkanlıklardan uzak tutmak, kötü yola düşmelerine engel olmaktı. Yirmi otuz yıl önce bu esrar kullanımı çok yaygınlaşmıştı. Gençlerimizi kulübe gelmeleri içn teşvik ediyorduk. Antrenman dışında gençlere bu bağımlılıklardan uzak durmalarını öğütlüyorduk. Sporla büyük başarı elde edebileceklerini, dünya çapında tanınır kişiler olabileceklerini söylüyorduk. Kötü alışkanlıklarla hiçbir yere varamayacaklarını, uzun ve sağlıklı bir hayat sürdüremeyeceklerini anlatıyorduk. Çocuklar da bu anlattıklarımızdan güreşe daha çok bağlanıyor, her gün antrenmanlara geliyordu. Yüzlerce gencimizi kötü yollardan kurtardığımızı söyleyebilirim. Gençlerimize tavsiyem hangi dalı olursa olsun sporla uğraşsınlar. Hem daha sağlıklı hem de daha güçlü olurlar. Kötü alışkanlıklardan uzak dururlar. Biz de ömrümüz yettiğince gençlerimize her türlü desteği vermeye devam edeceğiz.” ifadeleriyle sözlerine nokta koydu.